İşte Patrick van Aanholt’un açıklamaları:
Patrick, birinci olarak bize kendinden biraz bahseder misin? Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Çocukluğum çok hoş geçti. Bir erkek kardeşim ve dört kız kardeşimle birlikte Hollanda’da büyüdüm. Aile bağlarımız güçlüydü. Lakin çocukluğum çok da uzun sürmedi zira kendimi futbola ve futbol idmanlarına odaklamıştım. Sanırım 14 yahut 15 yaşında iken Hollanda’dan ayrıldım ve Chelsea’ye gittim. Çocukluğumdan itibaren meskende topla oynuyordum. Amcam ve halam bu durumu fark etti ve lokal bir grupta oynamam gerektiğini söyledi. Bir gün amcam bisikletiyle beni idmana götürdü ve bu formda başlamış oldum.
Futbola nasıl başladın? Seni futbol oynamaya iten birileri ya da bir şeyler oldu mu?
Çocukluğumdan itibaren meskende ve sokakta daima futbol oynuyordum. Amcam ve halam bu durumu fark etti ve mahallî bir grupta oynamamı gerektiğini söyledi. Bir gün amcam bisikletiyle beni idmana götürdü ve bu biçimde başlamış oldum.
Futbola doğup büyüdüğün Hollanda’da başladın… Evvel Den Bosch ve PSV altyapısı akabinde dünya devi Chelsea’ye transfer oldun. Chelsea’ye transferin nasıl gerçekleşti?
Çok süratli bir halde geldi. Den Bosch’ta 5 sene oynadıktan sonra, PSV’nin alt yapısına geçiş yaptım. PSV’de oynarken Hollanda U17 Ulusal Ekibiyle Avrupa kupalarına katıldım. Bu nedenle İngiltere’ye karşı oynadık. Sanırım elemelerde karşı karşıya geldik ve maçı kaybettik. Ancak bir sonraki maçta, Chelsea yetkililerinin oynayacağımız maçı izlemeye geldiklerini ve benimle ilgilendiklerini duydum. Ortadan 1 yahut 2 hafta geçtikten sonra menajerimi aradılar ve menajerimde beni arayarak Chelsealnin benimle ilgilendiğini söyledi.
Milletlerarası alanda üst seviye bir futbolcu olmak ne gerekiyor sence? Bir futbolcunun bu düzeylere gelmesi için hangi şahsî niteliklere sahip olması değerli?
Üst seviyede bir oyuncu olmak istiyorsanız bütün hayatınızı feda etmeniz ve o hayatınızı üst düzeyde müdafaanız gerekiyor. Bunun için bedeninizi, saha dışındaki ailenizi mental olarak feda etmeniz gerekli. Ulaşmak istediğiniz noktaya gelmek için her şeyi feda etmek gerekiyor. Arkadaşlarınız bazen dışarı çıkmak ister ama siz dışarı çıkamazsınız zira idmanınız vardır.
İleri gitmek için gerekli olan zihinsel zorluklar, alışkanlıklar ve irade bu noktada ortaya çıkar. Zorlayıcı bir süreçti. Genç olduğum vakit bütün arkadaşlarım futbolcu olmak istediğimi biliyordu. Onlar sola hakikat gittikleri vakit ben sağa gerçek gidiyordum ve bu biçimde bu kadar ileriye yanlışsız gidebildim.
Bir futbolcu kendini nasıl geliştirir? İdmanda mı, konutuna gittiğinde mi, oburlarının maçını izlediğinde mi? Kendisinin nasıl oynadığını kıymetlendirerek mi? Senin uyguladığın metot nedir?
Her şeyle gelişebilirsiniz. İdman yaparak, çok fazla futbol maçı izleyerek. Gerçek manada gelişmek için kendi oynadığınız maçları tekrar izleyerek kendinizi geliştirebilirsiniz. Yaptığınız yanlışlardan ders çıkarıp daha uygununu yapmaya çalışırsınız. Alışılmış bunun haricinde ekip arkadaşlarınızı, daha deneyimli oyuncuları dinlemek genç bir oyuncu olarak size avantaj sağlar. Bu cins şeyler bir ortaya geldiği vakit gelişirsiniz. Şayet öğrenmeye niyetliyseniz, kabul etmeye niyetliyseniz o vakit zihinsel olarak güçlenirsiniz ve istediğiniz hale gelirsiniz.
Türk futbolunu, Ingiltere yahut Hollanda ile karşılaştırmanı istesem, nasıl bir yorumda bulunursun?
Aslında benim için en güzel olan İngiltere’dir, yani Premier Lig… 15 sene orada kaldım. Buraya geldiğimde ve beşerler bana Türkiye Ligi’nin uygun olmadığını söyledikleri vakit burada geçirdiğim 1 yılın sonunda palavra söylediklerini düşünüyorum. Burada oynayan grupların düzeyi bence yüksek. Hepimiz futbol oynamak istiyoruz ve birtakım ekipler hakikaten çok âlâ futbol oynuyorlar. Türkiye Üstün Ligi’nin o kadar da âlâ bir lig olmadığını söyleyen insanlara şaşırıyorum zira burası hakikaten uygun bir lig. Buraya geldiğimde ligi çok sevdim. Lig hayli âlâ. Doğal geldiğimde ahenk sağlamam gerekti. Premier Lig’de o kadar uzun mühlet oynadım ki geldiğim yeni ülkeye alışmam, yeni grubuma ahenk sağlamam, yeni bir lige ahenk sağlamam vakit aldı.
Bize Galatasaray’a transfer sürecinden bahseder misin?
Aslında ilgi uzun vakit evvel başladı. Sanırım geçen sene ocak ayındaydı, bir gün menajerim aradı. Bana Galatasaray’ın ve Fatih Terim’in beni istediğini söyledi. Bu teklif benim de ilgimi çekti lakin Crystal Palace ile 6 aylık kontratım daha vardı. Kulüp yetkililerine öncelikle Hollanda Ulusal grubuyla Avrupa Şampiyonasına gitmek istediğimi ve sonrasında ne olacağını görüp karar alacağımı söyledim. Bu süreçte kulübün, menajerlerin ve taraftarın beni hakikaten istediğini hissettim.
Gördüğüm istek, Galatasaray’ı seçmemi kolaylaştırdığını söylemeliyim. Ve alışılmış Fatih Terim için de oynamayı istiyordum. Türkiye’deki büyük efsane. Onun ismine oynamak benim için bir onurdu.
Döneme Fatih Terim ile başladınız. Yeni bir yapılanma vardı. Fakat işler planlandığı üzere gitmedi… Fikirlerin neler bu mevzuyla ilgili?
Fatih Terim olmasaydı burada olmazdım. Galatasaray’da olmamın nedeni kendisidir. Efsane için yani Fatih Hocamız için burada oynamak istedim. Yeni bir adım atıp, genç bir ekip yeni bir kadro kurmak istedik ama deneyimli oyunlarla genç oyunları bir ortaya getirip bir grup oluşturmak vakit ister. Daha evvel de söylediğim üzere yeni bir grubun ahenk sağlaması için vakte muhtaçlık vardır. Maalesef bu dönem, bu grupla çok ilerleyemedik ancak bu tecrübeden çıkarmamız gereken dersleri çıkardık. Yeni dönemle, birlikte yeni gayelerimizi belirlememiz gerekecek. Yeni dönem, yeni maksatlar demek. Gelecek dönem Galatasaray’ı tekrardan en üst sıraya çıkarmak için çalışacağız.
Galatasaray’da oynamak sahiden büyük bir baskıyı da beraberinde getiriyor… Bir yanda taraftarlar, öteki yanda medya… Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Ben tüm hayatım boyunca baskıyla uğraştım. Tüm hayatım boyunca medyayla uğraştım. İngiltere’deki medya, İngiltere’deki baskı bu bahiste alışkanlık kazanmamı sağladı. Ne yazık ki Türkçe bilmiyorum ve söylenenlerin hepsini anlamıyorum. Benim durumun daha farklı zira gazeteleri okumuyorum, televizyon seyretmiyorum. Hepsinde Türkçe konuşuluyor. Türk oyuncuların üzerinde olan baskı daha fazla lakin dediğim üzere baskıyla tüm hayatım boyunca uğraştım. Buna alışkınım. Baskı altında oynayabiliyorum.
Ligden farklı olarak kadro Avrupa maçlarında çok yeterliydi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Harika Lig ile Avrupa Ligi ortasında nasıl bir fark vardı bilemiyorum zira oynayan ekip birebir gruptu. Bunun nedeni tahminen baskı yahut Avrupa kulüplerinin bizim oyun biçimimize ahengiyle alakalı olabilir. Lakin Avrupa Liginde bu kadar uygun olup, Üstün Lig o uygun bir sonuç çıkaramamızla ilgili olarak rastgele bir mazeretimiz yok.
Domenec Torrent hakkında niyetlerin neler?
Onu seviyorum. Güzel bir hoca. Oyuncularından ne beklediğini biliyor. Epeyce deneyimli. Uzun yıllar yardımcı hocalık yapmış, kadrosu nasıl çalıştırması gerektiği ve ekibi nasıl hazır tutması gerektiğini biliyor. Onunla ilgili makûs bir şey söyleyemem. Güzel bir hoca ve onunla birlikte de çalışmayı seviyorum.
Kendi performansın ve kadro perormansı ile ilgili senden bir dönem değerlendirmesi istesem…
Benim için burada birinci dönemdi ve ahenk dönemiydi diyebilirim. Gruba, lige, lisana ahenk sağlamak vakit alıyor. Dönem bitti ve sanırım neredeyse tüm maçlarda oynadım. Ligde 2 gol attım ve birkaç asist yaptım. Benim için kâfi değil. Buraya kendimle ilgili büyük beklentilerle geldim.
Taraftarlarımıza ve kendime, goller atacağıma ve asistler yapacağımla ilgili kelam verdim. Lakin yeni ekibine ahenk sağlamanın da benim için sıkıntı olduğunu anlamaları gerekiyor. Yeni dönemle birlikte kendime yeni maksatlar belirleyeceğim ve tarafların benimle gurur duymasını sağlayacağım.
Bu dönem Avrupa’da 1 ligde ise 2 gol attın. Senin için en âlâ gol hangisiydi?
Rizespor’a karşı attığım ikinci gol bence bu dönemin en güzeliydi. Soso’yla bir arada yaptığımız verkaç pası sonrasında attığım gol harikaydı.
Boş vakitlerini nasıl geçirirsin?
Boş vakitlerimi ailemle geçiriyorum. 3 tane çocuğum var. 3 tane çok hoş oğlum var. Eşim ve onlarla vakit geçiriyorum. Bu benim için en kıymetlisi.
İstanbul hakkında ne düşünüyorsun? Kentle ilgili en çok neyi seviyorsun? Ya da sevmediğin istikametleri neler?
İstanbul’u çok seviyorum. Çok hoş bir kent olduğunu söyleyebilirim. Tek sorunu trafik. Fakat çok sempatik bir kent. Çocuklarım ve eşim burayı çok seviyor. Benim için de en kıymetlisi bu. Aileniz burada memnunsa, sizde memnunsunuz.
Son olarak Galatasaray taraftarına bildiriniz nedir?
Bu dönem hem unutulması gereken hem de unutulması gereken bir dönem zira inişler ve çıkışlar oldu. Avrupa Liginde yeterli işler yaptık lakin Üstün Lig’de uygun şeyler yapamadık. Bu dönemden deneyimler edindik, kazanan bir grup inşa etmek vakit alır. Gelecek dönem Galatasaray’ı taraftarlarımızla birlikte ilişkin olduğu birinciliğe taşıyacağımızı umuyorum.
KISA KISA
Türk mutfağından favori yemeğin?
Baklava. Bayılıyorum. Çok yemiyorum. Yemek olarak birçok favorim var.
Maç öncesi totem ya da rastgele bir ritüelin var mı?
Yok. Yalnızca müzik dinliyorum.
En sevdiğin müzik türü/ şarkı/sanatçı?
Favorim yok. RNB ve Hip Hop dinliyorum. Slow Jams ve Latin Amerika müzikleri dinliyorum. Genel olarak sevdiğini kesimleri dinliyorum.
Son okuduğun kitap?
Bilmiyorum, tatillerde çok fazla kitap okumuyorum.
